Kolay İngilizce Öğrenme Yolları

Her şeyi daha çabuk yapmak istiyoruz veya daha hızlı mesaj göndermek istiyoruz, bir yerlere daha çabuk gitmek, daha akıcı konuşmak, kolay İngilizce öğrenmenin yolları.

Ancak bazen bazı unsurları hızlı yapamayız. Örneğin çoğumuz yeni bir dil öğrenmenin uzun süreli bir şey olduğunu bilmekteyiz. Ezberlenecek çok kural vardır, öğrenilecek yeni sözcükler. Tonlarca şeyi ezberlemek, üzerine uygulama yapman ve hatırlaman gerekir ve tüm bunlar uzun bir süreç alır.

Fakat, yine de İngilizceyi daha kısa sürede öğrenmenin bir kısa yolu olmalı… Öyle değil mi?

 

4 Bilimsel İpucuyla Daha Çabuk ve Daha Kolay İngilizce Öğrenmenin Yolları:

 

1. Fazla İngilizce dinle

 

Diller üzerine uğraşan bilim insanlarının dil öğrenme yollarımızdan birisi için söyledikleri özel bir terim var: Bilinçsiz, fark etmeden (İng. unconscious) veya örtük (İng. implicit) dil öğrenme. Bu şekilde öğrenme biz öğrenmeye çabalamadığımız zaman gerçekleşir. Bu, masanın başında oturup tekrar tekrar kurallar üzerine öğrenmekle olmuyor. Çok fazla dikkate almadığımız halde bolca İngilizce dinlediğimizde olmakta.

 

2. Benzerlikleri öğrenmeye çalış

 

Farklı bir dil öğrenmenin en büyük zorluklarından birisi, bütün farklı sesleri öğrenmektir. İngilizcede ana dilinde hiç kullanılmayan birkaç sesler olabilir! Örneğin, İngilizcedeki bazı kelimler “BL” harfleriyle başlasa da (“göz kırpmak” anlamındaki “blink” gibi), büyük olasılıkla “LB” ile başlayan bir sözcük duymayacaksın. Bu sesi çıkarabilmeye çalış. Farklı, değil mi? Bazı seslerin anlamı yoktur, hiçbir sözcük bilmeyen bebekler için bile!

 

3. Yeni sesleri farklı farklı öğren

 

Bu araştırmanın daha da ilginç bir kısmı, beyinlerimizin faklı seslere farklı refleksler verdiğini gösteriyor. İngilizceyi öz dilin gibi anlamaya ve konuşmaya başlamadan önce, İngilizce sesleri öğrenmeye çalış. Anlamakta ya da telaffuz etmekte en çok zorluk çektiğin sesleri bul ve onlara fazladan çabala.

4. Kelime çağrışımlarından faydalan

 

Kelime çağrışımlarını kullandığında kelimelerle başka kelimeler, sesler, hareketler, fikirler ve resimler arasında bağlantılar kurmuş olursun. “Woof,” sesini duyduğunda (Türkçede bu sese “hav” diyoruz) onu bir hayvanla ilişkilendirirsin. Yeni sözcükleri öğrenirken, “sun/güneş” örneğinde olduğu gibi, onları gruplar halinde öğrenmeye çabala. Bir sözcüğü bir imgeyle, hareketle ya da başka bir sözcükle kombine et.